Telefon, birbirinden uzak yerlerde
bulunan kişiler ve düzenekler arasında bilgi alışverişini sağlayan
elektrikli ses alıp verme aygıtıdır. Telefonun
çalışmasında ana ilke ağızdan çıkan ses dalgalarının önce elektrik
sinyallerine çevrilmesi, bu sinyallerin çeşitli gönderme yöntemleriyle
uzağa iletilmesinden sonra, bu defa elektrik sinyallerinin yeniden
kulakla duyulabilecek ses dalgalarına çevrilmesidir.
Önce kentlerde kurulan telefon şebekeleri daha sonra kentlerarası,
uluslararası düzenekler durumuna dönüşmüş ve uydular aracılığıyla
dünyanın her köşesinin birbiriyle iletişimi sağlanmıştır.
Sözcüğün Kökeni
Telefon sözcüğü Eski Yunanca Telos “Uzak” ve Phone “Ses” sözcüklerinin
birleşmesinden oluşmuştur. Dilimize Fransızca telephone’den
geçmiştir.Dilci Nurullah Ataç telefon sözcüğüne Türkçe karşılık olarak
Uzak konuşur sözcüğünü türetmiştir.
Teknoloji
Telefon ilk olarak telgraf sistemine benzer iki bağlantı üzerinden
konuşulacak şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Çoğu defa bir bağlantı
demir tel, diğer bağlantı ise toprak olduğu için yitimler fazla ve
sesler karışık olarak işitiliyordu. Bakır alaşımlarının gelişmesiyle tel
sayısı arttırıldı. Konuşma sayıları arttıkça bağlantılar yetişmemeye
başladı. 1886 yılında tek devreden değişik frekanslarla ses gönderen bir
aygıt (multiplex) devresi yapıldı. Uzun hatlara konulan yükselticilerle
kayıplar giderildi.
Telefonda büyük adım, operatör kullanmaksızın yapılan otomatik
konuşmalardır. 1891 yılında geliştirilen Strowger otomatik arayıcıyla
araya operatör girmeden aboneler birbirine bağlanabilmiştir. Bu düzenek
1920 yılında Bell düzeneği olarak geliştirilmiştir. 18 Ekim 1892'de
Chicago ve New York arasında ilk uzun telefon hattı açıldı. 1948
yılından sonra ise transistörün sahneye çıkmasıyla elektromanyetik röle
sistemler yerini, elektronik devrelere bırakmıştır. Elektronik arayıcı
sistem ilk olarak 1965 yılında ABD'de servise konulmuştur.
Telefonda atılan diğer büyük adım da, uzak mesafe konuşmalarında yüksek
frekanslı radyo yayınlarından yararlanılmasıdır. 150-300 km aralıklarla
yer alan röle istasyonları konuşmaları koaks kablolardan ve havadan
elektromanyetik yayın şeklinde iletmektedir. Frekans yükseldikçe tek
bağlantı üzerinden konuşma kanal sayısı da yükselmektedir. Böyle bir
sistemle iki röle istasyonu arasında aynı anda 3600 konuşma yapmak
olasıdır.
Bu gelişmeyi uydular aracılığıyla yapılan konuşmalar izlemiştir.
Anakaralar arası telefon konuşmaları 1915 yılında başlamıştır. İlk
konuşma Paris'le ABD'de Arlington arasında yapılmıştır. Anakaralar arası
telefon konuşmalarında güçlü radyo alıcı vericileri kullanılıyordu.
İyonosferin etkisi konuşmaları zorlaştırdığı için sualtı kabloları
kullanılmaya başlandı. İlk sualtı kablosuyla telefon görüşmeleri 1950
yılında Florida ile Havana arasında 185 km'lik uzaklıkta yapıldı. Sonuç
doyurucu olduğu için 1956 yılında New York ile Londra arasına aynı
düzenek kuruldu.
Uydu aracılığıyla anakaralar arası ilk telefon konuşmaları 1960 yılında
başladı. Echo 1 isimli uyduyla ABD'nin doğu yakası ile batı yakası
arasında telefon bağlantısı sağlanınca bunu Telstar I, Telstar 2 ve
diğer uydular izledi. Bugün uyduların devreye girmesiyle gemi ya da
uçaklarla otomatik telefon konuşması yapılabilmektedir. 1985 yılında
uzay mekiği Discovery'nin yörüngeye koyduğu uydulardan biri aynı anda
20.000 konuşma yapabilmeye olanak verecek sığadadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder